TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNİN TARİHÇESİ



Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, NTV ekranlarında yayınlanan 'Her Zaman' programında Türkiye-ABD ilişkilerinin tarihsel seyrini değerlendirdi.

İşte Ortay'lının önemli açıklamaları:

Amerika 19. asır boyunca Osmanlı'da orta elçilikle temsil edilmişti. İlişkiler henüz büyükelçilik aşamasına gelmemişti.

1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi'ni o zamanlar Amerika'dan satın aldığımız 400 bin kadar Martini-Henry tüfekleriyle yaptık.

Osmanlı'nın topraklarında yani Anadolu, Mezopotamya ve Suriye'de 400'e yakın Amerikan okulu, yetimhanesi vardı. Osmanlı'nın Hristiyan vatandaşları bunlara hoş gözle bakmıyorlardı, çünkü Protestanlardı. Problem çıktığı zaman arka çıkan İngiltere oluyordu.

Türkiye Birinci Dünya Harbi'nde Amerika Birleşik Devletleri'ne savaş ilan etmemişti ve ilk büyükelçi o zaman gelmişti: Henry Morgenthau. Anıları dikkat çekici.

İngiltere'nin sarsıntıya kapıldığı yıllarda Türkiye, ABD'nin gelecekte etkili olacağını farketmiş ve ilişkilerini artırmaya çalışmıştı.

Türkiye'nin büyük sarsıntılar geçirmesine rağmen hem ABD hem Almanya Türkiye'nin öneminin farkındaydı ve her zaman bize ilgi duydular.

Amerika İngiltere demektir, İngiltere Amerika demektir. ABD, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'yi destekledi, yoksa Hitler durdurulamazdı.

Türkiye İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler'in Rusya'ya saldırmasıyla rahatladı. Türkiye'de o sabah koca koca adamlar şıkır şıkır oynuyorlardı.

Türkiye ister cumhuriyetçi olsun, ister 3. Dünya ülkeleriyle adı anılsın, tarihten gelen bir imparatorluk duruşu ve protokol anlayışı vardır.

Maalesef Cezayir'in bağımsızlığında Fransa'nın sağ-sol münevveri birleşmiş bildiri yayınlanırken, Ankara "Fransa ne der" telaşındaydı. Özal yaklaşık 30 yıl sonra en doğrusunu yaptı ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaşananlardan dolayı Cezayir'den özür diledi. Türk hariciyesi o zaman iyi koku alamamış ve yanlış karar vermişti. Burada ABD'nin Türkiye'ye herhangi bir baskısı yoktur.

Amerika dış politikası hiçbir şeyi unutmaz ve kindardır. Kesinlikle balık hafızalı değildir. 

Amerikan diplomasisi İngiltere olmasa biter. Akıl hocası İngiltere'dir. Washington'un beyni Londra derler.

Ortadoğu gibi karışık bir bölgede Amerika'nın güveneceği tek bir müttefik vardır, o da İsrail.

Peki Amerika'nın Ortadoğu'da güvenebileceği ikinci müttefiki kim olacak, Kürdistan olacak. Şimdiden belli. Siz hiç Kuzey Irak'ın Amerika'yla veya İsrail'le karşı karşıya kaldığını gördünüz mü? Mümkün değil.

Amerika bu ülkelerin sayısını ne kadar artırırsa o kadar rahat edecek, çünkü Arap dünyasını kimsenin tek başına bırakmaya niyeti yok.

Johnson Mektubu tüm gençler gibi bizi de galeyana getirmişti. Tüm Türkiye ayaklanmıştı. "Bize ait hiçbir şeyi kullanamazsın" diyordu.

Sistemlerin oturmadığı, sözlerin tutulmadığı bir Ortadoğu-Balkanlar dünyasında Türkiye kendine her zaman bir müttefik aramıştır. Aranan müttefik Avrupa olamaz, o zaman geriye sadece Amerika kalıyor. Amerika'ya ilgimiz sadece Batı'ya ilgimizden dolayı değil.

NOT: İlber Ortaylı'nın 'Her zaman' programındaki açıklamalarına ve yazılarına twitter'dan ulaşmak için tıklayınız 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aşık Veysel'in kısaca hayatı, eserleri

Mimar Sinan'ın hayatı (Kısa-özet bilgi)

Mehmet Akif Ersoy'un Kısaca Hayatı